En İyi Akaryakıt Yarışması Ödül Töreni konuşması
Hepinizi en samimi duygularımla, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.  Hepimize moral veren bir ödül törenine öncülük eden komitemize, bu yarışmayı yaşatan, katılan tüm sektör mensuplarımıza teşekkür ediyorum.
İki yıllık pandemi döneminde istediğimiz gibi biraraya gelemedik, birbirimizi göremedik. Bu tür toplantılar adeta hasret giderme toplantısı oluyor. Böyle bir birlikteliği sağladığınız için ayrıca teşekkür ediyorum.
Keşke her sektörümüz bu tür organizasyonlar yapsa ve daha fazla biraraya gelebilsek. Aksi halde inanın telefonla konuşmaya bile zaman kalmıyor. 49 meslek komitemiz, yüzlerce sektörümüz var. Her sektörün ya bakanlıkla ya belediye ile ilgili sorunu oluyor. Bunlar için sadece yazı yazmıyoruz, bir kısmını görüşerek takip etmeye çalışıyoruz. ATSO olarak biz 120 personelle ve yönetim organlarının karşılıksız, gönüllü hizmetleriyle, kısıtlı bir bütçeyle çalışan bir kurumuz, ama her alanda birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Sanayide organize sanayi bölgeleri projelerimiz var, öbür gün Sanayi Bakanına gidip bunları takip edeceğim. Turizmde sağlık turizmi, gastronomi turizmi gibi konularda çalışıyoruz. Kent turizmine ve ticaretine katkı olsun diye Antalya Kültür Sanata sergiler getiriyoruz. Şu günlerde Rodin’in heykel sergisi için bizzat uğraşıyorum. Ukrayna’da savaş olunca bir taraftan Ukrayna’nın talepleri oldu, diğer yandan Rusya ile ihracatta ve turizmde sıkıntılar başladı. Bir taraftan Ukrayna için birşeyler yapmaya gayret ettik, diğer taraftan Rusya ile ilişkileri korumaya katkı sağlıyoruz. Bir taraftan ekonomideki güncel sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz, örneğin bankalarla kredi konusundaki sıkıntıları konuşuyoruz. Kemer’de elektrik kesintileri için CK ile görüşme yapıyoruz. Antalya limanı tarifelerindeki sıkıntıyı izliyoruz. Bunları yaparken diğer taraftan kenti ileri götürecek projeler de yapmak gerekiyor. Bunun için Cumhuriyetimizin 100. Yılı eseri projesini başlattık. Dijital dönüşüm projelerimiz var. Şimdi çevreci dönüşüm için büyük bir organizasyon yürütüyoruz. Mimar ve mühendis odaları, SİAD’lar, Büyükşehir Belediyesi ile çevreci dönüşüm yol haritası çıkarıyoruz. 100 civarında kuruluş bu çalışmaya katılıyor. Bu dönemde ilk kez SİAD’lar, mühendis odaları gibi sivil toplum örgütleriyle güzel bir işbirliği ve beraberlik kurduk. Geçen ay Antalya projeleri üzerinde çalışmalar yaptık. Örneğin EXPO alanı, Antalya lojistik merkezi, Isparta havalimanının kargo limanı olması gibi çok sayıda konu var. Bunları Hükümet düzeyinde takip etmemiz gerekiyor.
Böyle geniş bir faaliyet alanında Odanın üyeye dönük önemli işler yapmasının tek yolu komitelerinin çalışmalarının başarılı olmasıdır. Yani sektör komiteleri ne kadar aktif olursa Oda o kadar başarılı olur.
Akaryakıt komitemiz her zaman örnek gösterdiğim komitelerden birisidir. Çünkü komitemiz hem sektörel sorunlara çözüm arar hem de sektörü geliştirecek projeler üretir.
Örneğin mevzuatta bir sorun çıkar, komitemiz sayfalarca mevzuat değişikliği raporu hazırlar. EPDK veya Bakanlıklarla görüşmek gerekiyorsa komitemiz yetkililerle görüşmeler yapar ve sorunları takip eder.
Ä°ÅŸte 3-4 aydır kar marjı diye bir ÅŸey kalmadığını komitemizle birlikte anlatmadığımız yer kalmadı. EPDK topu dağıtıcılara attı ve halen makul bir çözüm bulunamadı. Bu sıkıntı sorunları sadece komitelerimiz tarafından deÄŸil, aynı zamanda TOBB sektör meclisi tarafından da ısrarla dile getirilmekte ve izlenmektedir. Fakat son dönemde ekonomide sorunlar çok arttı ve çözüm bulmak zorlaÅŸtı.Â
Oysa akaryakıt istasyonları elektrik dağıtımı gibi hayati bir sektördür, sosyal fonksiyonları olan özel bir sektördür. Antalya’da sektörümüz beş bin civarında kişiye istihdam sağlamaktadır.   Akaryakıt istasyonlarının hizmet kalitesi, temizliği, kentlerde gelişmenin ve medeniyetin göstergelerinden birisidir. Diğer taraftan elektrikli taşıtlara geçilmesinin gündemde olduğu bir dönemde sektör bu yatırımları da yapabilecek güçte olmalıdır. Böyle bir sektörün standartlarının düşürülmemesi gerekir.
Ülkemizde motorlu taşıtın kendisi vergi, akaryakıtın kendisi de vergi. Motorin fiyatı Almanya’da geçen yıla göre %60 arttı, ama bizdeki artış %220 oldu. Dünyadaki fiyat artışına bizdeki döviz artışını ve vergiyi eklediğinizde maliyetler altından kalkılmaz hale geldi. Bunun acısını akaryakıt sektörü de çekiyor. Sektörümüz pandemi döneminde %13 civarında satış kaybetti, geçen yıl toparlandı, ama veriler son aylarda akaryakıt satış miktarında düşüş olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası faizi düşürdü, bankaların karları rekor düzeyde, her gün yeni bir paket açıklanıyor, ama kredi almak zorlaştı. Bu kadar çabaya rağmen dövizde istikrar sağlanamadı. Bu faiz ve kredi politikasının başarılı olması için döviz rezervinin yeterli olması, enflasyonun düşük olması gerekiyor. Maalesef biz bu koşullar olmadan bir program denedik, dün itibariyle risk primimiz 700’e çıktı. Bu nedenle ekonomide istikrar için yeni bir program gerektiğini devamlı söylüyoruz.
Böyle bir dönemde güzel şeyler konuşmaya daha fazla ihtiyacımız var. Sorunlarla mücadele edeceğiz, ama sektörü ileri götürecek çalışmaları da ihmal etmeyeceğiz. Biz Antalya’yız, yurtiçinden ve yurtdışından insanların yaşamak için geldiği cennet bir coğrafyamız olduğu için şanslıyız. Antalya’da otomobil sayısı 10 yılda 340 binden 600 bine geldi, motorlu taşıt sayısı milyonu aştı. Bu yıl Ukrayna’da savaşa ve Rusya pazarında kayba rağmen turizmde canlanma var. Pandemiden çıkış dönemi olması nedeniyle Avrupa’daki canlanma Rusya kaybını telafi ediyor. Dolayısıyla biz bir taraftan sorunları konuşurken diğer taraftan sektörümüzü geliştirmeye gayret edeceğiz.
ATSO Akaryakıt Komitesi bu yönde de örnek biçimde çalışmaktadır. Bildiğiniz gibi, Odamız 'Hacim Ölçek Kabı Ölçüm Cihazı' alarak Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Bölge Müdürlüğü'ne teslim etmiştir.
Böylece tankerlerimizin ölçüm için Manisa'ya gitmelerine gerek kalmamıştır. En az 250 tanker olarak düşünsek sektöre 1,5 milyon liralık bir tasarruf sağlanmıştır.
Komitemiz bu tür hizmetleri yanında En İyi İstasyon Yarışmasıyla bir örnek projeye daha imza atmıştır.
Bu organizasyonun hem ülkemize hem tüm sektörlere örnek olduğunu her zaman söylüyorum. Bu tür yarışmalar ilham verir, teşvik eder, sektörel birlikteliği güçlendirir. Bu nedenle biz de KÖK ödülleri gibi yarışmaya benzer ödüller veriyoruz. İnovasyon, çevre, eğitim, sosyal sorumluluk, dijitalleşme gibi yeni alanlarda ödül veriyoruz ki farkındalık yaratalım, ayrıca başarılı işletmeleri ve insanları tanıtıp, taltif edelim.
Bu yarışma aynı zamanda bir tür markalaşma projesidir, hem işletmelerin hem Antalya’nın markalaşmasına katkı yapmaktadır.  Türkiye’nin bugünkü koşullarında sektör mensuplarının bu şekilde işbirliği yapması, centilmence bir rekabeti kabul etmesi kolay değildir.
Bu nedenle Meslek Komitemizi ve yarışmaya katılan bütün arkadaşlarımızı gönülden kutluyorum. Bu yarışmanın kaybedeni yoktur, kazananı Antalya’dır. Elbette yarışmada seçilen firmalarımızı da ayrıca kutluyorum. Marka olarak örnek olan her firma Antalya için, Odamız için önemli bir değerdir. Antalya’ya katkılarınız için de ayrıca teşekkür ediyorum.
Son olarak bir de 26-27 Mayıs Ticaret Buluşmaları organizasyonumuz hakkında bilgi vereyim. ANFAŞ’ta 26-27 Mayısta bir yandan Devlet Destekleri Zirvesi, diğer yandan networking buluşmaları ve B2B görüşmeleri düzenliyoruz. Üyelerimiz arasında ticareti, Antalya ile Burdur ve Isparta  arasında ticareti geliştirmek için iş insanlarını, sektörleri biraraya getireceğiz. Çünkü Antalya’da firmalarımız alımlarının çoğunu İstanbul firmalarından yapıyor. Komşusunda satılan ürünü bilmediği için İstanbul’dan alan arkadaşlarımız oluyor. Bu nedenle sizleri de bu organizasyona şimdiden davet ediyorum.
Bu güzel beraberlik için tekrar teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.