Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan ve genel müdürlerimize Antalya’ya böyle zaman ayırdıkları, bizlere bu fırsatı verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Bankalar Birliğimizle benzer bir toplantıyı pandemi öncesinde 700-800 kişilik katılımla yapmıştık. Bugün pandemi kurallarına azami ölçüde uymaya çalışarak ve Bankalar Birliğimizin de talebi üzerine katılımı sınırlı tutmak zorunda kaldık.
Bugün hem iş insanlarımızın kredi sorunlarını dinlemek hem de bankalarımızla sıkıntı yaşayan arkadaşlarımızla genel müdürlerimizle birebir görüşme imkanı vermek istiyoruz. Bu nedenle zamanı verimli kullanmaya çalışacağız.
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş deriz, bu buluşmanın da hepimize iyilik getirmesini diliyorum. Gerçekten iş dünyası olarak yine zor bir dönemden geçiyoruz.
Girdi maliyetlerimiz arttı, satış hacmimiz azaldı, bütün üyelerimiz KGF destekli kredi beklentisi içinde. Geçen hafta açıklanan kredi paketinin yeterli olmayacağı açık… İstanbul’da Sayın Bakan’a bunu söyledik, kredi limiti doldukça yeni limit açılacağını söylediler. Fakat elbette hepimiz biliyoruz ki hem faiz düşük olsun hem döviz artmasın, enflasyon artmasın hem de kredi bol, büyüme yüksek olsun dersek gerçekçi olmaz. Bu nedenle kredi musluğu tam açılmıyor. Fakat bizim cephede de ihtiyaçlar acil. Dolayısıyla Sayın Genel Müdürlerimizin sorunları ve ihtiyaçları sizlerden duyması yararlı olacaktır.
Ben çok kısa olarak birkaç veri ve bilgi paylaşıp, sözü sayın başkana ve genel müdürlerimize vereceğim.
Antalya ekonomisi 2020’de %20 civarında küçüldü, biz %15-22 arasında küçülme olur demiştik, TUİK %24 diyor. Türkiye ekonomisinde böyle bir küçülme 1943 ve 1945 arasında, yani İkinci Dünya Savaşı’nda yaşandı. Biz bu durumu Pandeminin başında söyledik ve Antalya’ya daha fazla destek istedik. Kredi desteği sağladık, bu hususta bankalarımıza teşekkür ediyorum, ama diğer destekler yeterli olmadı.
Geçen yıl turizmde 2019’un %60’ına geldik, ama Almanya, İngiltere, Hollanda gibi pazarlara çalışan bölgeler ve tesislerde bu düzeye bile gelinmedi. Dolayısıyla birçok sektörümüzde ve işletmemizde halen finansman sorunu yaşanıyor. Geçen gün yiyecek-içecek sektörüyle gastronomi turizmini konuşmak için toplandık, fakat elektrik faturalarını konuştuk. Birçok arkadaşımız yaz aylarına kadar fatura ödemelerinin ertelenmesini istiyor. Bu nedenle, Antalya’nın durumu dikkate alınmalı ve hiç olmazsa bu kredi paketinde Antalya’nın payı yüksek tutulmalıdır.
Ben 2021 yılı verileri ışığında şunu da söylüyorum. 2020 yılında aldığımız yarayı başka bir ülke veya şehir alsaydı yıkılırdı, fakat biz yıkılmadık, ayaktayız, çünkü biz Antalya’yız.
Antalya ekonomisi 2021 yılında beklediğimizden iyi bir performans göstermiştir. Turizm dışında gayrimenkul ve konut satışı buna katkı yapmıştır. Yabancılara konut satışımız 12 bine çıktı. Resmi olarak yerleşik yabancı nüfusumuz, yani mülteci olmayan yabancı hemşeri sayımız 137 bin oldu.
Tarımda 2 yıldır seracılık yatırımlarında ciddi bir artış var. 10 yıl önce ihracatta 2 milyar dolara çıkacağımızı düşünmezdik, geçen yıl 2 milyar doları yakaladık. Tarım, sanayi, mermer, yat gibi ihracat kalemlerimiz ve pazarlarımız çeşitleniyor.
Turizmde 15 milyon ziyaretçiyle rekor kırdığımız 2019 yılında kredi mevduat hacminde Türkiye’nin dördüncü iliydik. Bugün de kredi ve mevduatta dördüncü sıradayız. Büyük iller arasında son dört yılda mevduat artışında birinciyiz. Yıllık konut satışında, otomobil satışında, şirket kuruluşunda da dördüncü sıradayız ve 2020’de pandemide bile sıramız değişmedi.
Kredimiz mevduatımızdan fazla görünür, çünkü Türkiye turizm sektörü kredisinin yarısı bizdedir. Zaten Antalya’nın kullandığı kredinin yarıya yakını da turizm sektörünün kredisidir. Takipteki kredi oranımız %1,9, Türkiye ortalamasının altındayız. Turizmde takipteki kredi %0,7, İstanbul’da ise %2,9. Bankalarımızın yapılandırmaları ve sektörün çabası sayesinde daha kötüsü yaşanmadı. Tarım kredisinde Ankara’dan sonra İzmir ve biz geliyoruz, yani İzmir’e yakın kredimiz var. Tarımda sorunlu kredi oranımız %1,2. Yine Türkiye ortalamasının altında bir orandır.
Yani pandemiye rağmen Antalya yıkılmamıştır ve toparlanmaya başlamıştır. Bu yıl bir aksilik olmazsa Antalya’nın yeni bir başarı hikayesi yazacağına inanıyorum. Aralık başında havalimanımızın ihalesi KDV dahil 8,5 milyar Euro’ya verildi. Üyemiz olan Sunexpress uçak alımı yatırımı için tek kalemde 3 milyarlık teşvik belgesi aldı. Aramızda turizm sektörümüzden arkadaşlarımız var, hepimiz girdi maliyetleri, petrol fiyatları gibi risklere rağmen iyi bir yıl olacağını ümit ediyoruz.
2022 yılında sağlanacak turizm döviz geliri sadece Antalya için değil, Türkiye ekonomisi için de en önemli çarelerden birisidir. Bu nedenle sezona hızla daha iyi hazırlanmamız gerekiyor. Bunun için de hem işletme kredisine hem de yenileme yatırımları için yatırım kredisine çok ihtiyaç var. Gerek sayın başkan gerekse değerli genel müdürlerimiz zaten işin içindeler, durumu biliyorlar, bu nedenle daha fazla detaya girmeyeceğim.
Bir bilgi daha paylaşarak tamamlayacağım.
Biz 2-3 ayda bir komitelerimizde, üyelerimizdeki durumu görmek için anketler yapıyoruz. Anketlerde kredi konusunu da soruyoruz. Kasım ayında Borsamız ve ilçe oda ve borsalarımız ile bir anket yaptık. Ocak ayında ise kent merkezinde perakende bin civarında ticaret ve turizm işletmesine anket yaptık. Anketlerde en önemli sorun girdi maliyetleri ve piyasa durgunluğu çıkıyor. Kredi ve faiz genellikle üçüncü, dördüncü sorun oluyor. Fakat krediyle ilgili olarak şunu görüyoruz: İşletmelerin %25- %30 civarında bir bölümü, özellikle küçük işletmelerin bir kısmı kredi kullanmıyor. Bunun dışında yüzde 10-12 civarı kredi kullanamıyor. İşletmelerin %45 kadarı kredi almakta zorluk yaşadığını, %55’i ise zorluk yaşamadığını söylüyor. Son gelişmelerle birlikte kredi ihtiyacı zaten arttı, sicil gibi sorunlar daha önemli hale geldi. Kredi kullanamayan %10 bile olsa önemlidir. Bu konuda da desteklerinizi bekliyoruz.
Ben, bu önemli buluşma için Bankalar Birliğimize, tüm konuklarımıza tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Toplantının Antalya’ya daha fazla kredi ve bereket getirmesini diliyorum.