Hepinizi sevgi ve saygıyla, sağlık ve esenlik dileklerimle selamlıyorum. Meclis üyemiz, Raşit Tabaklar kardeşimiz uzun yıllardan beri arkadaşım, komşumdu. Toplantılara katılır, konuşur, önerilerde bulunurdu. Zamansız vefatı beni de çok etkiledi. Söyleyecek söz bulamıyorum. Allah rahmet etsin. Ailesine, yakınlarına, bütün dostlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Yönetim kurulu üyemiz Nilay Hanım babasını kaybettiler. Bu dönemde birçok arkadaşımızın da kayıpları oldu. Bu vesileyle tekrar başsağlığı diliyorum.
Bir taraftan Covid vakaları ve kayıpları da devam ediyor. 2020 Aralık ayından sonraki en yüksek vaka sayısına ulaşmış durumdayız. Vefat sayıları da halen yüksek seyrediyor. Bankalar Birliği toplantısını mecburen fiziksel yaptık, arkasından personelimizde Covid vakaları çıkmaya başladı. Ümit ediyorum ki bu veriler azalış trendine girer ve Mart ayında fiziksel toplantıya döneriz.
Piyasada enflasyon, girdi maliyetleri, durgunluk, alacak tahsilatı sorunları had safhada. Sabahtan akşama kadar elektrik, doğal gaz, kredi ve KDV konuşuyoruz.
Ocak ayında kent merkezinde bin civarında işyerinde anket yaptık. Anket sonuçlarını, elektrik ve doğal gaz zamlarını konuşmak üzere iki yıldan sonra ilk kez basın toplantısı yaptık. Anketi geçen yılın değerlendirmesi için yapıyoruz. Normalde 2021 yılının 2020’den daha iyi olmasını bekliyorduk. Fakat 2021 yılı değerlendirmeleri son dönemdeki sıkıntıların, elektrik ve doğal gaz zamlarının gölgesinde kaldı ve anket sonuçları beklediğimizden daha kötü çıktı.
Sizlerle de birkaç sonucu paylaşayım, isteyen arkadaşlar anketin tamamını alabilirler.
Anketimiz kent merkezi, ilçe merkezlerinde turizm ve ticarette durumu görme hedefli bir anket olduğu için katılım ağırlıklı olarak gıda, yeme-içme, market, beyaz eşya ve elektronik, kuyum ve hediyelik eşya, giyim, kent otelleri ağırlıklıdır.
Anketimizin en önemli sorusu 2021 yılında satışların artıp artmadığıdır. 2020 pandemi yılı olduğu için 2021’de satışın 2020’den daha iyi olması gerekiyor. Buna rağmen ankette %80 satışının düştüğünü söylüyor. Muhtemelen son aylardaki durum anket cevaplarını olumsuz etkiledi gibi görünüyor.
Çalışan sayısında değişim sorumuza da %19 oranında çalışan sayısının düştüğü cevabı verilmiş. Bu da beklediğimizden olumsuz bir cevaptır.
Kredi kullanımı önemli bir sorumuzdur. Kredi kullanamayan oranı %10’da kalmıştır. Pandemi öncesi yapılan ankette kullanamayan oranı %14 çıkmıştı. Normalde son aylara kadar faizler yüksek olduğu için kredi kullanımı fazla değildi. Kredi kullanımı beklentimizden daha fazla artmış.
Kredi kullanımı artmış, fakat kredi almakta zorluk sorusunda ankete katılanların %47’si kredi almada zorluk yaşadığını söylüyor. Ayrıca ankete katılanların %46’sı kredi ödemesinde zorluk yaşadığını belirtiyor.
Girdi maliyetleri artışı sermaye erimesine neden olduğu için ödemelerde sıkıntı artmıştır. Ankete katılanların %52’si SGK ödemesinde zorluk yaşadığını belirtiyor. Kredi ve SGK ödemesinde en fazla sorun yaşayan sektörün kent otelleri olduğunu görüyoruz. Bu da normal bir sonuç, çünkü turizmde 2019 düzeyinden halen uzağız ve özellikle kent otelleri geçen yıl dahi fazla etkilenmeye devam ettiler.
Beklenti soruları beklediğimizden olumsuz geldi. Bunda da son dönemdeki ekonomideki gelişmelerin etkisi var. Biz biraz da moral vermek için 2022 yılı daha iyi olacak diyoruz. Oysa esnafın %53’ü satışlar azalır diyor. Konaklama ve giyim sektörleri daha iyimser, gıda, market, dayanıklı tüketim ve yeme-içme hizmetleri sektörleri daha kötümser.
Türkiye ekonomisi 2022’de nasıl olacak sorusuna da olumsuz cevap aldık. Ekonomi bu yıl daha iyi olacak diyenlerin oranı sadece %14’de kaldı.
Ankette en önemli sorunların sıralanmasını istedik. Birinci sorun olarak piyasadaki durgunluk öne çıktı. İkinci sırada vergi ve prim yükü geldi. Üçüncü sırada kiralar, dördüncü sırada girdi maliyetleri ve sonra kur belirsizliği geliyor. Kredi ve finansmana erişim öncelikli sorun olarak görünmüyor.
Destek taleplerinde vergi ve prim indirimi ve kira desteği ilk üç sırada. Faiz düşürülmesi, kredi talebi daha sonra gelmektedir.
Türkiye ekonomisinde en önemli sorun belirsizlik olarak görülüyor, ikinci sırada işsizlik geliyor.
Ankette işyerlerine işletme için en önemli kurumun hangisi olduğunu soruyoruz. Bu soruda ilçe belediyeleri ilk sırayı almış. Oda olarak biz ikinci sıraya yükselmişiz. Bu da Odamızın ve komitelerimizin çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Ankette sorunlar dışında yapısal değişim olup olmadığına, e-ticaret durumuna da bakıyoruz. Ortaklık yapısına ilişkin soruda ortak olan işyeri sayısının %20’ye çıktığını görüyoruz. pandemi öncesinde ortaklık oranı %12’ydi. Ortaklık yönünde bir eğilim olduğu anlaşılıyor.
İşyerinin şube, bayi veya tek işyeri olmasına ilişkin bir sorumuz da var. Anketimizde tek işyeri oranı %70’e düşmüş, bayi ve şube olan işyerleri %30’a çıkmıştır. Pandemi öncesinde tek işyeri oranı %80 oranındaydı. Yani %10 oranında şube ve bayi yönünde bir değişim görüyoruz. Piyasa koşulları bu değişimi getirmektedir.
Bir başka gelişme birden fazla işkolunda çalışmanın artmasıdır. İşyerlerinin %82’si tek iş kolunda faaliyet yürüttüğünü beyan etmiş. Pandemi öncesinde bu oran %91’di. Pandemide özellikle turizm ve hizmet sektöründe kapanmalar ve müşteri kaybı başka alanlara kayma yaratmış. İnşaat, e-ticaret gibi alanlara yönelme olduğunu biliyoruz.
İnternet üzerinden satışın pandemiyle birlikte arttığını biliyoruz. Kent merkezindeki işyerlerinde bile internet satışı artmıştır. Pandemi öncesinde internetten satışı olanların oranı %15’di, bu anketimizde %33’e çıktığını görüyoruz. Yine de %33 oranı da ciro oranları da henüz çok yüksek değil, fakat Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşmiştir.
Anketimizde işlerin turizmden etkilenme düzeyini de soruyoruz. Turizmle bağlantısının olmadığını belirten işyerlerinin oranı %18’de kalmış. Pandemi öncesinde turizmle ilgim yok diyen oranı %39’du. Pandemi turizmin etkisinin veya değerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamış.
Anket sonuçları hem piyasadaki durumu hem de ticaretin yapısındaki değişimi somut bir şekilde göstermektedir.
Mermer ve madencilik grubumuzdan oteller ve diğer gruplarımıza kadar birçok komitemizin gündeminde elektrik ve doğal gaz zamları en önemli konu oldu. 36. Grubumuz genişletilmiş komite toplantısı yaptı. Antalya’da turizmdeki durumdan dolayı indirimli tarife uygulanması, tarifelerin düşürülmesi, ödemelerin yaza kadar ertelenmesi talepleri geldi.
Bu talepleri her platformda dile getirdik. Elektrikte tepkiler üzerine şimdi esnafa dönük bir indirim yapılacağı açıklandı. Bu konuda da bir uyarı yapmamız gerekiyor. Ticarethanelere elektrik indirimi pandemi kira desteğine benzememelidir. Pandemide esnafa 3 ay bin lira kira desteği verildi. Bizim kapalı otellerimize, mağazalara, restoranlara bir faydası olmadı. Bugün de oteller, yiyecek-içecek işletmeleri, mağazalar, okullar, yani bütün KOBİ’lerde ciddi sıkıntı var. Basın toplantısında da söyledim, elektrikte tüm işletmeleri kapsayan genel ve anlamlı bir indirim yapılmalıdır.
Elektrik dışında tüm sektörlerde kredi talebi ve KDV indirimi talebi geliyor. Bakanlarla toplantılarda bunu da dile getirdik.
Gıdada KDV indirimi her bakımdan doğru ve yararlı oldu. Artık KDV farkları konusunda da düzenleme bekliyoruz. Bunun dışında KDV indirimiyle birlikte firmalarda etiket denetimi yapılması ve enflasyonun sorumlusunun firmalarmış gibi bir hava yaratılması doğru olmamıştır. İki yıl önce enflasyon tek haneyken bu işletmeler yine aynı işletmelerdi. İşletmeler KDV indirimini zaten fiyata yansıtır, fakat yeni ürün girişlerinde maliyetler artarken fiyatlar artmaya devam edecektir. Üretici enflasyonu %93’e çıkmış durumda. TUİK verilerinde bile gıda ürünlerinde üretici enflasyonu %76’dır. Böyle bir enflasyon %7 KDV indirimiyle, işletmelerde fatura denetimi, etiket denetimi yaparak önlenemez.
KDV indirimi de talepleri de her sektörümüzden gelmektedir. KDV düzenlemesi Hükümetin gündeminde, bu düzenlemenin biran önce yapılmasını bekliyoruz.
Kredi konusunu geçen hafta detaylı konuştuk. Bankalar Birliğimiz, banka genel müdürleri geldiler. Bankalar Birliği toplantıları Bursa’da başladı. Biz ikinci olduk, yani Antalya’ya öncelik verildi, bunun için Bankalar Birliğimize teşekkür ediyorum, faydalı bir toplantı oldu.
Elbette, kredi ihtiyacı çok, ama bu kredi paketinin ihtiyaca cevap vermesi mümkün değil. İstanbul’daki toplantıda bunu sayın bakana söyledik. Limit doldukça artırma yapılacağını belirttiler. Ekonomi yönetimi dövizde ve enflasyonda istikrar sağlayabilirse yaz aylarından itibaren kredi hacminde artış görebiliriz.
Antalya’nın sıkıntılarını, acil ihtiyacını dile getirdik. Hükümet de Antalya turizminin cari açığın kapanması açısından taşıdığı önemin farkındadır. Dolayısıyla Antalya’ya daha fazla kredi sağlamak için çaba harcamaya devam edeceğiz.
Şimdi sektörel sorunlara ve komitelerimizden gelen konulara değinmek istiyorum.
14'üncü grubumuz, akaryakıt sektörü aylardır feryat ediyor. Fiyatlar ve enflasyon uçtu, ama istasyonlar TL bazında sabit marjla çalışıyorlar. Elektrik dağıtımında marj oran iken akaryakıtta sabit TL olması garip bir uygulamadır. Akaryakıt istasyonlarındaki bu isyan artık görülmelidir.
Yine EPDK ile ilgili bir konu elektrik dağıtım şirketlerinin talep ettiği teminat parası veya güvence bedelidir. İki aydır birkaç grubumuzdan bu şikayet gelmişti, bu ay 24. Grubumuz bu konuyu yazmış. EPDK gibi kurumlara yazıyoruz, buradan söylüyoruz. Bu yüzbinlerce işletmenin sorunudur. Bu kadar talebe duyarlı olunmasını ve bir adım atılmasını bekliyoruz.
21'inci grubumuz, asansör sektörümüz hizmet tarife cetvelini güncellemiştir. Enflasyonun altında bir artış öngörmüşlerdir. Bu da sektörlerin maliyet artışlarına rağmen fiyat artışında nasıl zorlandıklarının bir örneğidir.
23 ve 26'ncı gruplarımız sektörel ürünlerle ilgili yanıltıcı reklamlardan ve yanıltıcı indirim kampanyalarından şikayetçi. Geçtiğimiz günlerde yönetmelik değişikliği yapıldı. Fakat önemli olan yönetmelik değil, denetimdir. Maalesef denetim yetersiz. Daha önce de söyledim, Ticaret Bakanlığımız ile görüştük, somut firma adı ile şikayet etmemizi bekliyorlar. Komitemiz tarih, firma, ürün gibi bilgileri verdiğinde doğrudan şikayet ederiz ve izleriz.
30'uncu grubumuzun, inşaat sektörümüzün hazır beton alımlarında sözleşmelere uyulmadığı, aylık teslim yapıldığı şikayetleri var. Konuyu TOBB inşaat sektör meclisi gündemindedir.
46'ncı grubumuzun ticari araç alımlarında kredi ve vergi teşviki talebi devam ediyor. Kredi konusunu ele aldık. Önümüzdeki aylarda vergi indirimleri de gündeme gelecektir.
38'inci grubumuzun belediyelerin totem, tabela, afiş yapımında barkod sistemine geçmeleri ve böylece kayıtdışılığın ve haksız rekabetin önlenmesi talebini yazdık.
KOSGEB’in Genç istihdamına Destek Programından yararlanma koşullarının zorlaştırıldığı şikayetleri var.
Sektörlerimizin çoğunda ekonomik sıkıntının yarattığı baskıyı görüyoruz. Maalesef son dönemde hep aynı sorunları konuşur hale geldik. Elbette bu sorunların çözümü için acil adımlar atılmalıdır. Güncel sorunlar dışında ekonomideki yapısal sorunları da konuşmamız geliyor, ancak yapısal sorunlara sıra gelmiyor. Bu ortam nedeniyle tamamen günü kurtaran çözümleri konuşmaya başladık. Biz vergi konusunu konuşurken sadece KDV indirimini konuşuyoruz, fakat vergi adaletini, kayıt dışılığı konuşmaz olduk.
Oysa orta ve uzun vadeli yapısal reformlar yapmadıkça günlük sorunlar bitmeyecektir.
Bakın anketimizde Türkiye ekonomisinde en önemli 3 sorunu soruyoruz, eğitim, hukuk, siyasi gerilim faizden sonra geliyor.
Oysa hukuk, eğitim, vergi reformu gibi konular ekonomideki güncel sıkıntılar kadar önemlidir. Hukuk düzelmeden ekonomi düzelmez. Ülke olarak bu konuları ihmal etmemeliyiz.
Geçen ay Mecliste söyledim, gerek sektörlerdeki sorunları gerekse Antalya ekonomisinin yapısal sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele almamız gerekiyor. Cumhuriyetimizin 100. Yılı sadece seçim yılı değil, milli birlik ve beraberlikle çağdaş uygarlık hedefimize yönelik tam bir atılım yılı olmalıdır. Bunun için Antalya oda ve borsaları ve SİAD’larımızla birlikte bir dosya hazırlayacağız. Sizlerin de görüşlerini alarak bütün milletvekillerimizle ve siyasi partilerimizle paylaşacağız.
10'uncu grubumuz, deri, ayakkabı sektörümüz bir toptancılar sitesi kurulması gerektiğini yazmış. Çok önemli bir konu, ama benim yarama tuz basmış oluyorlar. Bu nedenle bu konuda bir şeyler söyleyeceğim.
Deveye sormuşlar, sırtın neden eğri diye, -nerem doğru ki, demiş.
Toplu işyerleri konusu 20 yıldır konuştuğumuz ve Antalya olarak 20 yıldır başaramadığımız bir konudur.
Yıllar boyu kamuya ait arazi ve arsalar satıldı. Bugün arazi sorunu Antalya ekonomisinin önünü tıkayan en önemli sorun haline geldi. Sanayi arsası bulamadığı için başka illere yatırım yapan sanayici var. Ticaret sektöründe toplu işyerleri olsaydı sektörler çok daha iyi gelişirdi.
Antalya’nın uzun vadeli arazi planlaması yok. Yapılan planlar, imar rantı ve plan tadilatları nedeniyle hükmünü kaybediyor. Ticaret, sanayi ve tarımın geleceğini arsa rantı engelliyor.
İşin bir yönü budur. Fakat bir sorunumuz daha var. O da Antalya’nın sosyal sermayesinin zayıf olmasıdır. Maalesef Antalya sosyal sermaye bakımından zayıf kaldı, oysa günümüzde sosyal sermaye paradan, yani parasal sermayeden daha önemli.
Sosyal sermaye, kurumlar arasında, firmalar arasında işbirliğidir. Kurumlarımız yeterince biraraya gelmediği gibi, sektörlerimizde de firmalar arası işbirliği yetersiz kalıyor. Biz sektörümüzdeki diğer firmayı rakip görüyoruz, oysa rakip firmayla bile işbirliği yapmalıyız.
Yine de bu konuda hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bir sektörde 30-40 üyemiz biraraya gelse, bir sermaye koysa, biz de destek oluruz. Bir yer alır ve sektörel toplu işyeri projesi yaparız. Ben 10. Grubumuzdan ve bu konuyla ilgili komitelerimizden rica ediyorum. Bu konuyu söyleyip bize bırakmayın. Biraraya gelin, sektör olarak bir adım atın. Hep birlikte çalışalım.
Geçen ay söylemiştim. Mayıs ayında Batı Akdeniz Ticaret Buluşmalarını düzenliyoruz. ANFAŞ’ta iki günlük bir organizasyon olacak. Bir tarafta Devlet Destekleri Zirvesi yapacağız. Bir tarafta Sanayi Bakanlığımız, Kalkınma Ajansımız ile birlikte San-Tek proje pazarını düzenleyeceğiz. Üçüncü kısımda ise networking etkinliği olacak. Networking kapsamında iş insanları arasında hızlı tanışma etkinliğimiz olacak. Ayrıca isteyen komitelerimize sektörel B2B görüşmesi organize edeceğiz. Örneğin inşaat ve emlak sektörlerimiz görüşme yapmak isterse hızlı B2B yaptıracağız. Bilişim sektörü turizm sektörüyle tanışma ve B2B isterse iki sektörü buluşturacağız.
Bir diğer sektörle tanışma ve iş görüşmesi yapmak isteyen komitelerimiz hangi sektörlerle görüşmek istediklerine karar vermeliler. Kendi komite üyelerini bilgilendirip katılım listesi hazırlamalılar. Sadece Antalya değil, Burdur ve Isparta firmaları da gelecek. Amacımız bölge içi ticareti geliştirmek, firmalarımızı potansiyel tedarikçi ve müşteri ile buluşturmaktır. Devlet Destekleri Zirvesi ve önemli konferanslar olacağı için çok sayıda katılımcı gelecektir. Bu konuda komitelerimizin hemen çalışma yapmasını rica ediyorum.
Önümüzdeki günlerde Antalya Çevreci Dönüşüm Projesinin çalıştayını yapacağız. Tarımda, sanayide, turizmde çevreci dönüşüm, atık yönetimi, enerji, su yönetimi gibi 13 farklı konuda ilk raporlar sunulacak. Daha sonra sektörel yol haritaları için hep birlikte çalışacağız. Böylece kentimizin tüm kurumlarının Antalya’nın geleceğine sahip çıktığını gösteren önemli bir adımı atmış olacağız.
Aynı anda çok farklı alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Mesleki Eğitimde önemli bir projeyi tamamladık. BAKA ve Milli Eğitim İşbirliğiyle güzel bir proje yapmış olduk. Meslek liselerimizde donanım kurduk, öğretmenlerin yanısıra yaklaşık 700 öğrencinin endüstri 4.0 teknolojileri alanlarında kurs almasını sağladık. BAKA’ya, Milli Eğitim Müdürlüğümüze ve emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
En önemli konulardan birisini sona bıraktım. Ukrayna ve Rusya arasında çatışma riski konusunda daha önce uyarı yapmıştım. Maalesef Ukrayna’da gerilim arttı Türkiye şu ana kadar Ukrayna’da dengeli bir pozisyon almıştır, bu politikanın korunmasını bekliyoruz. Bu konuda bütün suçu Rusya’ya yüklememek gerekir. Rusya Ekim ayından bu yana ABD’ye ve NATO’ya anlaşma önerdi. NATO’nun Rusya sınırlarına yaklaşmaması ve silahlanma konusunda anlaşma istedi, ama bu anlaşma reddedildi. Maalesef bir tarafta küresel ısınmanın canlı hayatını yok edeceğini konuşuyoruz, ama diğer tarafta dünya siyaseti geçmişte yaşamaya devam ediyor.
Çatışma olmamasını, Rusya’ya yaptırımların Türkiye’yi de etkilememesini temenni ediyorum. Bugün petrol fiyatı, Rusya parası Ruble’nin değeri, buğday fiyatı, doğal gaz fiyatı çok aşırı değişmedi. Fakat çatışma olmasa bile Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uygulanacak. Rusya bizim turizmde birinci, ihracatta ikinci pazarımız. Aslında ihracatta da dolaylı olarak birinci pazarımızdır. Ukrayna hem ihracatta hem turizmde üçüncü pazarımız, hatta geçen yıl ikinci ülkeydi. Bir savaş olmaması için dua ediyoruz.
Antalya 11 Mart’ta Diplomasi Forumu’na ev sahipliği yapacak. Sayın Mevlüt Çavuşoğlu bakanımızın gayretleriyle bu yıl ikincisi düzenleniyor. Antalya’nın küresel organizasyonlara ev sahipliği yapması açısından önemli bir organizasyondur. Forumun bu koşullara rağmen başarılı olmasını ve Türkiye’nin konumuna fayda sağlamasını diliyorum.
Türkiye son dönemde dış politikada yeni açılımlar yapmaktadır. Körfez ülkeleriyle ilişkiler yeniden kurulmaktadır. İsrail Cumhurbaşkanı ülkemizi ziyaret edecek. Bu ziyaretler sonrasında İsrail ile ilişkiler de gelişecektir. Antalya bir dönem İsrail’den çok ziyaretçi alırdı. Umarım Antalya’da İsrail’den konukları yeniden görürüz.
İnşallah Rusya ve Ukrayna’da çok olumsuz gelişmeler görmeyiz. Bu yıl Antalya turizmi hem bizim hem Türkiye ekonomisi açısından hayati bir değer taşımaktadır. Almanya ve İngiltere pazarlarında toparlanma olacaktır. İsrail gibi pazarlar için de daha fazla çaba harcayacağız. Antalya’nın ırk, din, milliyet ayrımı yapmadan herkesi kucaklayan bir barış ve huzur şehri olduğunu göstereceğiz.
Umuyorum ki bu online platformda yaptığımız son Meclis Toplantımız olur ve vaka sayılarının azalması ile birlikte önümüzdeki aydan itibaren fiziksel toplantılara döneriz.
Hepinize ilginiz ve çalışmalarınız için teşekkür ediyorum. Sağlıklı, güzel günler diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.