Faaliyet ve gündem konularına geçmeden önce geçtiğimiz günlerde verdiğimiz şehitlerimizi anmak istiyorum. Teğmen Abdülkadir Güler ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı dileklerimi sunuyorum.
Gazipaşa temsilcimiz, Bedri Güven arkadaşımızı genç yaşta kaybettik, kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Pandemi sonrasında çok yoğun bir faaliyet dönemi içerisindeyiz. Pandemi kısıtlamaları kalkınca toplantılarımız da arttı. Etkinliklerimiz nedeniyle birçok meclis üyemizle görüşme fırsatı bulduk.
Nisan ayında kuruluş yıldönümü, KÖK ödülleri ve Kemer Eğitim Sanat Merkezi açılışımız vardı.
Bu ay TOBB Genel Kurulumuzu yaptık.
Gastronomi çalıştayı Oda olarak desteklediğimiz bir faaliyet oldu. Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İş İnsanları Derneği AGYİD ile 3-4 aydır görüşüyorduk. Güzel bir çalıştay yapıldı, umarım devamını getiririz ve Antalya gastronomi alanında da hak ettiği konuma yükselir.
Belediyemizin ve Borsamızın öncülüğünde Hasyurt Tarım Fuarı yapıldı, tarım sektöründe sorunlar ve gelişmeler de konuşuldu.
Antalya Çevreci Dönüşüm Çalışma grubu ilk raporlarını kamuoyu ile paylaştı. Bu toplantıya Meclis Başkanımız başkanlık etti. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Mühendis Odaları başkanlarımız da katıldılar. Çalışma grubu şimdi nihai raporu hazırlıyor, sonra da tarım, turizm, sanayide yol haritası çalışılacak. Sektörel çalışmalara sizlerden de destek istenecektir.
Aylarca uğraşarak Rodin sergisini Antalya’ya getirdik. Rodin dünyanın gelmiş geçmiş en büyük, en ünlü heykeltraşlarından birisi. 140. Yılımızda böyle bir sergi bize nasip oldu. Kıbrıs’lı iş insanı, üyemiz Sayın Erbil Arkın’ı buradan bir kez daha kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Hedefimiz Antalya’nın sanat kenti olmasına destek vermek, kent merkezinde turizmi ve ticareti canlandırmaktır. Şehirde Rodin sergisi afişi gören, duyan turist gelip sergiyi geziyor. Biz bunu Antalya’nın imajı için yapıyoruz ve bu konuda şehir esnafından ve turizmcilerden de çaba bekliyoruz. Acente ve rehberlerimiz de turlarına sergiyi ilave etmelidir.
Batı Akdeniz Ticaret Buluşmaları pandemi nedeniyle ertelediğimiz bir projeydi. Pandemi kısıtlamaları kalkmaya başlayınca Ocak ve Şubat aylarında Burdur ve Isparta başkanlarımızla ve SİAD başkanlarımızla konuşarak karar verdik. Mart meclisimizde sizlere de bilgi vermiştim. İki günde Devlet Destekleri Zirvesi, SANTEK, Networking ve B2B, E-ticaret sokağı gibi farklı etkinlikler ile üç ilin oda, borsa, İhracatçılar Birliği ve SİAD üyelerini bir araya getirdik. Üç il olarak, bütün oda ve borsalarımızla, 80 civarında kurumla büyük bir bölgesel birlikteliğe imza attık.
Bildiğiniz gibi, 22 yıl önce kurulan Batı Akdeniz Geliştirme Vakfı dönem başkanlığını da biz yürütüyoruz. Bu organizasyonla bu sorumluluğumuzu da yerine getirmiş olduk.
Hedefimiz bölge ve il içinde ticareti artırmaktır. Daha önce de çeşitli vesilelerle söylemiştim. Bölge içi, hatta Antalya içi ticaretimiz olması gereken düzeyin altında. Bölge ve Antalya firmaları arasındaki ticareti artırırsak daha fazla katma değer bölgemizde ve ilimizde kalır.
Devlet destekleri zirvesini her yıl yapıyoruz, bu yıl altıncısını yaptık. Networking ve B2B etkinliklerini ilk kez yaptık. Networking çalışma programımızda olan bir konuydu ve ilgi olursa sürekli hale getiririz diye düşündük. Beklediğimizden fazla ilgi gördü. Bilişim, turizm, gıda ve tedarikçi firmalar ve ihracatçılarımız 100 civarında B2B görüşmesi yaptılar. Ticaret anlaşması yapan firmalar oldu. İlk kez yapmamıza rağmen, kısa zamanda bu başarı elde ediliyorsa gelecek yıllarda bu etkinlik çok daha büyük bir boyuta ulaşacaktır. Firmalarımız ve sponsorlarımız gelecek yıl da katılacaklarını söylediler. Bundan sonra üyelerimiz için sektör içi ve sektörler arası networking ve B2B platformlarını kalıcı hale getireceğiz. Antalya ve Batı Akdeniz ticaret ağlarını sektör sektör sanal ortamda da kuracağız.
Ticaret Buluşmaları için başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere birçok kuruluştan ve firmadan destek aldık. Bu destekler bile projenin ne kadar doğru bir proje olduğunun kanıtı oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza, Rifat Hisarcıklıoğlu başkanımıza, sponsorlarımıza, katılan firmalarımıza, Sayın İlber Ortaylı hocamıza, Antalya Teknokente, Oda ve borsalarımıza, İhracatçılar Birliğimize, SİAD’larımıza, AGYİD, TÜRSAD, TEEYAD gibi derneklerimize, Kadın ve Genç Girişimcilerimize, bu organizasyona önerileriyle destek olan 38. Grubumuza, konuşmacı ve katılımcılara, destekleriniz için hepinize bir kez daha teşekkür ediyorum.
Odamız ekibine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Birçok birimimiz bu projeye emek verdi, arkadaşlarımız hafta sonu, akşam demeden çalıştılar. Personel sayımız azalırken faaliyetlerimizin artması arkadaşlarımızın daha fazla yorulması ve fedakarlık göstermesiyle olmaktadır. Genç arkadaşlarımız 140 yıllık bir kurumun mensubu olmanın, Antalya için bir şeyler yapmanın bilinciyle çalışmaktadır. Bu devirde kurum ve memleket için fedakarlık yapmak artık çok görülen bir durum değildir ve her takdirin üzerindedir. Antalya dışından gelen konuklar ekibimizi övdüler. Çalışma arkadaşlarımıza burada bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ekonomide zor koşullar yaşadığımız bir dönemde bu etkinlikleri yapıyoruz. Bunu Geçen hafta açılışta da söyledim. Sadece ekonomide sorunları söyleyip bir şey yapmazsak ne biz ne de ülke gelişir. Hepimiz çözüm ortağı olma sorumluğunu taşıyoruz. Nitekim İlber hoca da konuşmasında, bu tür etkinliklerin faydasını özellikle vurguladı. Hükümetin görevi ekonomide istikrarı sağlamak, bizim görevimiz ise yerel ve bölgesel kalkınma için vizyon ve proje geliştirmektir.
Ekonomide duruma gelince, bu sabah birinci çeyrek büyümesi %7… düzeyinde açıklandı. Bunu zaten bekliyorduk, çünkü geçen yılın ilk çeyreği de pandemi dönemiydi. Büyümede ücret artışları, kredi artışı, tüketimin erkene alınması rol oynamıştır. Tarımda geçen yılın kuraklığından sonra bu yıl üretimin artması da beklenen bir durumdur.
Bu büyüme ilk çeyrek büyümesidir, son haftalarda enflasyon nedeniyle piyasada yavaşlama başlamıştır. Turizm sezonu bir süre daha canlanma sağlar, Temmuz ayında emekli maaşları artışı biraz katkı yapar. Bunun ötesinde ekonomide kalıcı ve istikrarlı büyüme için enflasyon ve döviz meselesi çözüme kavuşmalıdır.
Enflasyon, girdi maliyeti, kredi konularında 4-5 aydır benzer şeyleri konuşmaya devam ediyoruz. Enflasyon bir yandan, döviz bir yandan artmaya devam ediyor. Son bir ayda döviz %10’a yakın arttı.
Şu anda ihracat sayesinde kazanan sektörler var, ama diğer tarafta bu enflasyona ücret yetişmiyor, kredi yetişmiyor, ciro yetişmiyor. Son altı ayda ekonomiye 800 milyar lira TL kredi girdi. Bunun ancak 200 milyarını KOBİ’ler aldı. Büyük şirketler kredi almak yerine borsaya girmeli dedik, borsaya girişler arttı, ama yetersiz, KOBİ’lere kredi kalmıyor.
Ekonomi yönetimi küresel koşulların iyileşmesini, turizmden döviz girişinin artmasını beklemektedir. Dünyada gıda enflasyonu ve gıda kıtlığı ciddi bir tehdit haline geldi. Türkiye’de ise yağışlar nedeniyle buğday ve tahılda üretim artışı bekleniyor. Böylece gıdada fiyat artışlarının da yavaşlayacağı ümit ediliyor. İnşallah böyle olur, ama döviz rezervimiz yetersiz, döviz arttıkça akaryakıt, gübre ve diğer girdiler artıyor. Bu nedenle beklemek yerine karar verme zamanıdır. Dövizi müdahale veya süper bono gibi araçlarla tutmaya çalışmak yerine kesin hedefleri olan, takvimli eylemler içeren kapsamlı bir program açıklanmalıdır.
Antalya ekonomisi de Türkiye’nin bir parçasıdır. Ülke genelinde beyaz eşya, otomotiv gibi sektörlerde daralma olduğunu biliyorsunuz. Birçok sektör alım gücünde düşüşün sıkıntısını yaşıyor.
Bununla birlikte, Antalya’da turizmde canlanma, konut satışı, ihracat, sebze ve meyvede fiyat artışları ticari canlanmaya katkı sağlamaktadır. Turizmde 2 milyon 400 bin yabancı ziyaretçiye ulaştık. Geçen yıla göre 3 kat artış sağladık, ama 2018’de 2 milyon 800 bin, 2019’da 3 milyon 300 ziyaretçimiz vardı, yani 2018’e göre %14, 2019’a göre %27 gerideyiz.
Rusya ve Ukrayna pazarlarının eksikliğini hissediyoruz. THY Moskova seferleri artırdı, diğer şirketlerimiz de seferler koyuyor, ama yeterli olmuyor.
Elbette, ciddi bir savaş yaşandığını unutmayalım. Rusya ve Ukrayna kaybına rağmen Avrupa pazarındaki çıkış da sevindirici bir gelişmedir. Belek, Kundu, hatta şehir içi otellerimiz daha iyi, ama Rusya pazarına yönelik çalışan yerler ve şirketlerde durum farklı. Ayrıca, fiyat ve gelir tarafına da dikkat edilmesi gerekiyor. Turizmde enflasyon nedeniyle maliyetler çok arttı, fiyatlar düşük kalırsa kalite kaybı yaşanır ve uzun dönemde acısını hep birlikte çekeriz. Fiyat ve kalite konusunda hassas olmalıyız.
Rusya ihracat açısından da önemli pazarımız, ilk dönemde ihracat tarafında da çok etkilendik, yine de ihracat devam ediyor.
Bildiğiniz gibi, Rusya’dan ve Ukrayna’dan Antalya’ya yönelik ilgide artış vardı. Mayıs ayında da bu ilgi devam etti. Mayıs ayında kurulan şirketlerimizin dörtte biri yabancı sermayeli şirket oldu. Beş ayda kurulan yabancı sermayeli şirket sayımız 451’e yükseldi. İlk sırada Rusya kökenli şirketler geliyor, ilginç olan şey, Mayıs ayındaki 451 şirket sermayesinin 56 ülkeden gelmesidir. Yerli sermaye ile birlikte kurulan şirket sayısında İzmir’e yaklaşıyoruz.
Konut sektöründe de Antalya trendi devam ediyor. Nisan ayında konut fiyatı artışında %140 oranıyla ilk sıradayız.
Bir tablo var, paylaşsak bir türlü paylaşmasak bir türlü. Bahçeşehir üniversitesinin kiralık daire ilanları araştırmasına göre Antalya kira artışında %329 artışla ilk sırada. Hatta sadece artışta değil, kira değerlerinde de öne geçmiş durumdayız.
Buna ilimiz ilgi görüyor, para giriyor diye de bakılabilir, ama kuşkusuz bir de yaşayanlar, çalışanlar, kira ödeyenler açısından bakmak gerekir. Avrupa’da birçok şehirde kiralara kontroller getirildi, şimdi bizde de bu tür uygulamalar gündemde.
Konut fiyatları artınca ilimizde inşaat yatırımları da artıyor. Yapı ruhsatları Türkiye genelinde inşaat sektöründe geçen yıla göre üretimde yavaşlamaya işaret ediyor. Ülke genelinde üç ayda ruhsat alınan daire sayısı 125 bin oldu, geçen yıl 175 bindi. Türkiye’de yapı ruhsatları düşerken Antalya’da artış gerçekleşti.
Daire sayısı
Türkiye
125.854
İstanbul
21.209
Antalya
7.938
Ankara
6.806
İzmir
6.169
Bursa
4.109
İlk 3 ayda Antalya’da inşaat ruhsatı alınan daire sayısı Ankara ve İzmir’i geçmiş durumda.
Ümit ederim ki maliyet ve fiyat artışları talepte düşüş yaratmaz ve üretim devam eder. Çünkü inşaat ekonomiyi sürükleyen sektörlerden birisidir.
Bu veriler pandemi dönemine göre Antalya’da Türkiye geneline göre daha hızlı bir toparlanmaya işaret ediyor. Elbette ki iki yılın kaybından sonra bu canlanma işler çok iyi anlamına gelmez, ama biraz nefes almamızı sağlamaktadır.
Madencilik sektörümüz madenlerde devlet hakkının %25 artırılmasının uygun olmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
İçecek sektörümüz üst ve orta düzey yetkili belgesinin Bakanlık tarafından düzenlenmesi yerine oda tarafından verilmesini, belge almak kolaylaşırsa sektörün fahiş cezalardan kurtulacağını dile getirmektedir.
Tarım grubumuz kış döneminde seralarda meydana gelen hasarlar karşısında TARSİM hasar ödemelerinin yetersiz kaldığını yazmıştır. Enflasyon nedeniyle sigorta bedelleri birçok alanda yetersiz kalmıştır. TARSİM ile konu görüşülmüştür,.
Müteahhitlerin, kamu ile iş yapan firmalarımızın fiyat farkı dertleri vardı, akaryakıt sektörümüz de benzer bir talepte bulunmaktadır. Enflasyon oranı %5-10 olsa zararlar sineye çekilir, ama %70-80 olduğunda her yerde düzen bozuluyor.
Unlu mamuller üreticilerimiz ekmek fiyatlarında yeni düzenleme talep etmektedirler. Dünyada buğday fiyatları artmakla kalmadı, tedarik sıkıntıları da başladı. Türkiye’nin buğday üretimi geçmişte 21 milyon tondu, kuraklık nedeniyle 16-17 milyon tona düştü, bu yıl üretim artsa da yeterli olmuyor.
Dünyada en fazla buğday ithal eden ülkeler arasındayız. Dolayısıyla kur artışı ve dünya fiyat artışı ekmeği de etkiliyor.
Gayrimenkul sektörümüz son dönemde konut fiyatı artışlarında günah keçisi olmaktan şikayetçidir. Ülkemizde sebze meyve fiyatları arttığında hal komisyoncuları, konut fiyatları arttığında emlak ofisleri suçlu oluyor. Arkadaşlarımız son günlerde dertlerini anlatmak için çaba harcıyorlar. Dün odamızda Gelir İdaresi başkanımızla toplantı yapıldı.
24'üncü grubumuz enerji, elektrik grubumuz hırsızlık olaylarından şikayetçi. Arkadaşlarımız enerji nakil hatlarındaki bakır ve alüminyum kabloların çalındığını söylüyorlar. Bu konuda özel denetimlerin yapılmasında fayda var.
25'inci grubumuz Kırtasiye grubu, caddelerde kısa süreli park yerlerinde uzun süre park yapıldığını ve bu durumun ticarete zarar verdiğini belirterek, parkmetre uygulamasının yaygınlaşmasını istiyor.
35, 40, 45 ve 49. Gruplarımız toplanarak sağlık turizmiyle ilgili önemli bir sorunu görüşmüşlerdir.
Reklamcılık sektörümüz de aylardır sektörde kayıtdışılığın önüne geçilmesini, tabela, totem yapımında barkod sistemine geçilmesi gerektiğini yazıyor.
Ekonomideki sorunları, sektörel sorunları bıkmadan konuşmaya devam ediyoruz. Ortak akıl ve uzlaşmayla bu sorunlarımızın çözüme kavuşturulmasını diliyoruz.
13 Haziran’da Müşterek Komiteler Toplantımızı Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın katılımıyla yapacağız. Hocamızın da değerlendirmeleriyle ekonomiyi detaylı bir şekilde konuşacağız.
Sorunları, ümitsiz ve karamsar olmadan, daha iyisi olsun diye konuşuyoruz. Antalya’ya bugünlerde günde 50-60 bin yabancı ziyaretçi geliyor. Türkiye’de kurumlar ve şirketler toplantılarını ilimizde yapıyor. Antalya turizmi sadece Antalya’nın gençlerine değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gençlere iş sağlıyor. Avrupa’da havalimanları pandemi sonrası artan talebe halen uyum sağlayamadı, birçok ülkede personel yetersizliği nedeniyle sıkıntı yaşanıyor. Biz havalimanımızdan acentalarımıza kadar bu süreci nispeten daha kolay atlattık. Antalya’da yaşamanın, çalışmanın, iş ve yatırım yapmanın değerini her zaman bilmeliyiz. Daha iyisi, daha güzeli için el birliğiyle çalışmalı, sektörlerimize ve ilimize katkı yapmak için proje üretmeye devam etmeliyiz.
İl içerisinde çözebileceğimiz sorunları hep birlikte çözmeliyiz. Geçenlerde Antalya Kültür ve Sanata gelen bir turist şehir merkezinde bilgi alacak yer yok diye şikayet etmiş. Bu konularda hep birlikte adımlar atabiliriz. İç hatlardan çıkan yabancı, kent merkezinde gezen yabancı hemen yardım ve bilgi alabilmelidir. Bir dönem kent merkezinde gençler turistlere yardımcı olmak üzere görevlendirilmişlerdi. Antalya gibi bir turizm başkentinde bu tür hizmetler sürekli hale gelmelidir. Valiliğimiz, Belediyelerimiz, hep beraber bu tür projeleri gerçekleştirebiliriz. Dijital alanda da Rota Antalya gibi uygulamalarımızla destek olabiliriz.
Bu konuları kent olarak daha fazla konuşmalıyız.
Ayrıca kenti canlandıracak projelere de ihtiyacımız olduğu açıktır. Kültür ve Turizm Bakanlığımız İstanbul ve Ankara’da kültür yolu festivalleri başlattı. Antalya için de bir proje yapılacaktır diye düşünüyorum.
Antalya daha fazla kamu yatırımını, daha fazla özel projeyi de hak etmektedir. Daha önce de söylemiştim, İstanbul’da son 1-2 yılda Galataport, Atatürk Kültür Merkezi gibi çok sayıda proje yapıldı. Biz bir müze projesinde ilerleme sağlayamadık. Dün İstanbul Ticaret Odası başkanımız İstanbul için özel teşvik programı talep etti. İstanbul zaten ulaştırmadan kültüre en büyük projeleri almıştır. Turizme en fazla gelir desteği sağlayan ve pandemiden en fazla etkilenmiş il olarak biz de daha fazla kamu yatırımı ve destek talep ediyoruz.
Aslında en önemli mesele istikrar, huzur, birlik ve beraberliktir. Bunu başarırsak ekonomi de turizm de daha iyi olur.
Bereketli, yoğun bir yaz sezonu diliyorum.
İlginiz ve katkılarınız için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.